Olay Gazetesi Bursa

Ahu Tuğba’nın kızı Anjelik’ten duygusal paylaşım

Türk sineması deyince akla ilk gelen isimlerden biri olan Ahu Tuğba, 1 Eylül’de ABD'de yaşamını yitirdi. 69 yaşındaki Ahu Tuğba'nın kızı Anjelik Calvin, sosyal medya hesabından duygusal bir paylaşımda bulundu.

Uzun yıllardır ABD’de yaşayan Yeşilçam’ın unutulmaz sanatçısı Ahu Tuğba, 1 Eylül’de Miami’deki evinde hayata gözlerini yumdu.

69 yaşında vefat eden Ahu Tuğba’nın cenazesi ABD’den Türkiye’ye getirildi.Usta oyuncu Ahu Tuğba için Beyoğlu’nda bulunan Atlas Sineması’nda anma töreni düzenlenmişti. Tuğba, 28 Eylül’de İstanbul’da son yolculuğuna uğurlanmıştı.

Törende annesinin vefatından sonraki sürecin kabus gibi geçtiğini söyleyen Anjelik Calvin “Hiçbir evlat annesini öyle görmek istemez. Allah düşmanımın başına vermesin” demişti. Anjelik Calvin, annesine olan özlemini sosyal medyada dile getirdi.

Calvin, annesinin de yer aldığı bir fotoğrafı paylaşarak “Annem, bugün beni ölümüne, doktor ‘ölebilirsin’ dediği halde, ‘Hayır, o ABD’de doğacak’ diyerek, okyanusu aşarak dünyaya getirdiği gün. Kokunu özledim, keşke çocuk olsam” ifadelerini kullandı.Annesinin ölümüyle yıkılan Anjelik Calvin, daha önce sosyal medya hesabından duygusal bir paylaşım yapmış ve şu ifadeleri kullanmıştı:

“İyi değilim ben, hiç iyi olmadım” diyen Anjelik Calvin, “Anne çok acı çekiyorum. Derin bir ızdırap, keşke evden bahçeye bile çıkmasaydım. Çok pişmanım seninle oturamadım, uyuyamadım. Kalbim ağrıyor, Allah’ım dayanamıyorum artık. Hangisi daha hayırlısı ise hakkımda o olsun. Anneme kavuşmak istiyorum rabbim.”Ahu Tuğba, 2013’te yakalandığı akciğer rahatsızlığının tedavisi sürecinde vasiyetini hazırlattığını ve organlarını bağışladığını söylemişti. Vasiyetinin içeriğini açıklamayan Tuğba, şu ifadeleri kullanmıştı:

“Akciğerim alınacaktı. Ameliyata girecektim. Kızıma ameliyat olacağımı söylemedim, ‘Bodrum’da evde uyuyorum’ dedim. Anestezi yasak olduğu için vasiyetnamemi yazdım. Ameliyata gideceğim gün direkt noteri çağırdım yanıma. Vasiyetimi yazdırdım çünkü anestezi yasak dediler bana. Organlarımı da bağışladım. Ameliyattan sonra yaşayacağım mı, öleceğim mi bilmiyordum. En büyük korkum kızımı bir daha görememekti. Ölümden korktuğum yoktu benim. Ben sevk edilirken kızım Bodrum’a geldi. Beni Bodrum’da zannediyordu. ‘Bir oteldeyim’ dedim. Ben İzmir’den İstanbul’a giderken yolumu İzmir’den Bodrum’a çevirdim. Hayatımda ilk kez kızıma yalan söyledim. Onun bunları hissedip gelmesi bir mucizeydi yani. Yaşıyor olmam ameliyat olmamı engelleyen kızımdı. Doktorum tarafından ameliyata gerek olmadığı söylendi.”