MUSTAFA YANIK
Yaşı 65’i bulan Atnen Baltacı, ahşap oyma sanatını ayakta tutan ender kişilerden biri. Ahşap oyma sanatına 40 yılını veren bir ustanın bu işe yönelişi hayli ilginç.
Memleketi Hatay’dan ayrılıp çalışmak üzere ağabeyinin oturduğu İstanbul’a geldiğinde 17 yaşındadır. Liseyi bitirmiştir ama bir işi ve mesleği yoktur. Tarlabaşı’nda dolaşırken bir dükkanda asılı yazı dikkatini çeker. ‘Çırak aranıyor’ yazısı olan bu dükkan, tabut imalathanesidir. Tereddüt etmeden içeri girer. Ermeni Alok ustanın gözü bu genci tutar. İleride ağaç oymacılığına giden yol böylece açılır. Atnen Usta ile Bursa’da tekstilci kızının bürosunda konuştuk.
İçinizdeki sanat kıvılcımının yıllar önce tesadüfen uğradığınız bir tabutçu dükkanında alevlendiğini görüyoruz. Neler oldu bitti de bu sanata gönül verdiniz?
Ustam işine son derece özen gösteren bir insandı. Bana uzun süre tabut yapımı konusunda bilgi vermedi sadece ağacı anlattı. Bilmediğim, duymadığım ağaçların dünyasını böylece tanıdım, bu durum beni adeta sarmaladı bir daha da bırakmadı. Hıristiyanlar için yapılan tabutlar bizdeki gibi düz değil, işlemeli. Bunu yaptıkça da ağaç oymacılığını benimsedim.
Oymacılık zorlu ve titizlik isteyen bir iş. Bir eserin yapımı nasıl oluşuyor, ahşabı nereden temin ediyorsunuz… Ağaç kesmeyeceğinize göre bunlar önemli.
Yaptığım bir araştırma var. Türkiye’de 12 bin tür bitki mevcut. Bunun 8 bin türü Amanos Dağları’nda. Başka hiçbir bölgede Amanos’daki türleri bulamazsın. Bir dağ evim var, yılın birkaç ayını orada geçiriyorum. Yaş ağaca kesinlikle dokunmam. Rüzgarın devirdiği ağaçlarla, kuruyan parçalar ihtiyacımı karşılıyor. Nasıl bir eser ortaya çıkaracağıma gelince… Ağaçlarla konuşuyorum. Bana ne yapacağımı onlar söylüyor. (Burada eline bir eserini alarak üzerindeki damarları gösteriyor. Damarların gidiş yönü hangi eşya için uygun olacağının işaretini taşıyormuş).
En fazla kullandığınız ahşaplara gelirsek… Hangi ağaçlarla ‘konuşmalarınız’, temaslarınız daha fazla?
Memleketim Hatay’ın dağları Amanoslar, benim için vazgeçilmez zenginlik. Zeytin en çok yararlandığım ağaç. Bundan sonrasını ceviz, şimşir, ardıç, portakal ve diğerleri olarak sıralamak mümkün. Bir eseri yapmak bazen 2 yılımı alır. Ama 2 yıl sadece bu işle uğraşmam. Elimde başka işler de vardır.
HEPSİNİN AYRI HİKAYESİ VAR
Dikkat ettim, yaptıklarınızın her birine anlamlı isimlerle hitap ediyorsunuz. Bana öyle geliyor ki, hepsinin ayrı hikayesi var. Ne dersiniz?
Haklısınız, tespitiniz doğru. Her biri yaşanmış ve gerçek hayattan alınmış öyküler. Birkaçından söz edecek olursak… ‘Yılanların Aşkı’ yılan da olsa aşk yaşadığını, aslında tüm canlıların aşkı olduğunu, ‘Topal Turna’ avcı tarafından vurulunca kanadı kırılan, tek ayağı kopan turnanın göç eden diğer turnalara hüzünlü bakışını, ‘Madenci Eli’ Soma’da maden ocağında yaşanan facianın ardından ölen bir işçinin topraktan adeta uzanarak yardım isteyen elini, ifade etmektedir.