CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun öncülüğünde, partinin İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nun tutuklanması sonrası başlatılan “Adalet Yürüyüşü” 18’ncı günü geride bıraktı. Dünya tarihinin en uzun soluklu siyasi protesto yürüyüşünü başlatarak, toplumun pek çok kesiminden destek alan Kılıçdaroğlu, süreci Olay Gazetesi’ne anlattı.
Yürüyüş 17 günü geride bırakıp, 18’inci güne gelirken, en çok konuşulan konulardan biri de Kılıçdaroğlu’nun performansı… Öğle molalarında uzun süre ayaklarını dinlendirmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, sağlığının iyi, moralinin yüksek olduğunu söylüyor. Kılıçdaroğlu, yürüyüşe ilk çıktığı günden bu yana binlerce insanın desteğini almanın, adaleti haykıranların seslerinin gürleşmesinin kendisine güç verdiğini belirtiyor. Zaman zaman bir takım aksilik ve sorunlarla da karşılaştığı bu adalet yolculuğunda kararlı olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, başlattığı bu adalet yolculuğunun her santimetre karesini yürüyeceğini vurguluyor. Adaletin ne kadar önemli bir kavram olduğunu anlatmak için yola çıktıklarını belirten Kılıçdaroğlu, “Biz adaletin ne kadar hayati bir kavram olduğunu, adaletin ne kadar hayati olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Biz hayat istiyoruz. Bu ülkeye adaleti getirmek için, bu ülkeye farklı düşüncelerde olsak bile birlikte yaşama kültürünü getirmek için yolumuza devam ediyoruz” diyor.
TÜRKİYE ADALETE GÜVENMİYOR
Kılıçaroğlu’na göre artık bıçak kemiğe dayandı. Bunu, AK Parti tarafından adalet yürüyüşleriyle ilgili yaptırılan anketten yüzde 76 oranında “Türkiye’de adalet olmadığı” görüşünün ortaya çıkması da destekliyor.
Toplumun büyük bir kesiminin Türkiye’de adaletin varlığına inanmadığını dile getiren Kılıçdaroğlu, “Eğer vatandaşların yüzde 76’sı bu ülkede adalet olmadığını söylüyorsa 15 yıl iktidarda olanların oturup düşünmesi lazım. Bu yürüyüşümüzün teması adalet. Adaletin olduğu bir yerde gerginlik olmaz, kaos olmaz, güçlü, vatandaşına hizmet eden devlet olur. Adaletin olduğu yerde yargı bağımsız ve tarafsız olur. Adaletin olduğu bir yerde iktidar, yargıyı sopa olarak kullanamaz. Bugün geldiğimiz noktada iktidar yargıyı sopa olarak kullanıyor bütün muhaliflerini hapse atıyor, insanlar açlık grevlerine başladıkları için hapse atıldı.
156’nın üzerindeki gazeteci bizde. Pek çok öğretim üyesinin görevlerine son verildi. Tüm bunlar 15 Temmuz’dan sonra oldu. Türkiye şu anda tarihinde ilk kez bir sivil darbeyle karşı karşıya ve şu anda parti devletiyle karşı karşıya. Parti devletinde her şeyden bir kişi sorumlu. Bir kişinin iradesi geçerli ve biz bu acı tabloyla karşı karşıyayız, bunu değiştirmek için adalet için yürüyoruz” ifadelerini kullandı.
HABER: RABİA DENİZ
FOTOĞRAFLAR: AYKUT GÜNGÖR