Londra’da düşünce kuruluşu Chatham House’da “Türkiye’de demokrasi ve istikrar” başlıklı konuşma yapan Kılıçdaroğlu, “Sorunu büyütüp sonra büyüttüğünüz sorunu çözmeye kalktığınızda toplumda farklı bir algı yerleşmiş oluyor. Yani kahramanlar çıkıyor ortaya. Aslında 21. yüzyılın kahramanlara ihtiyacı yok. Düşünen ve sorunları çözen insanlara ihtiyacı var.” dedi.
Demokrasinin insanlık tarihinde bir mücadele süreci olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “Kuşkusuz demokrasi de kendi içinde sürekli gelişen bir kavram ama bunu belli bir istikrar içinde yapabilirsek, toplum diken üstünde oturmaz.” diye konuştu.
Sadece Türkiye’de değil, dünyada da demokrasinin popülizm sorunu yaşadığını savunan Kılıçdaroğlu, “Eğer popülizme demokrasiyi teslim edersek demokrasiyi yok etmiş oluyoruz aşama aşama.” ifadesini kullandı.
“Bugün popülizmin demokrasiyi pek çok ülkede hangi noktaya getirdiğinin canlı tanığıyız.” diyen Kılıçdaroğlu, “Demokrasiyi kullanarak insanlar iktidara gelirler ama iktidardan gitmemek için popülist yollara başvurarak pek çok sorunu toplumun gündemine getirirler.” görüşünü dile getirdi.
“Dünyanın bütün demokratları birleşmeli”
Karl Marx’ın Komünist Manifesto’da yer verdiği “Dünyanın bütün işçileri birleşin” çağrısını hatırlatan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“Biz de 21. yüzyılda dünyanın bütün demokratlarını birleşmeye davet etmek zorundayız. Herhangi bir ülkedeki demokrasinin yok olması ve istikrarsızlık, o ülkenin sorunu olmaktan artık çıkıyor. İstikrarsız bir ülke diğer ülkelerin de sorunu haline geliyor bir süre sonra. Oradan beyin göçü başlıyor, sıradan insanlar göç etmeye başlıyor, başka yerlere, ülkelere gidiyorlar başlıyorlar ve bu sefer ortaya daha farklı, daha tehlikeli olgular ve düşünceler ortaya çıkıyor. Daha güçlü milliyetçilik akımları çıkıyor ortaya. İnsanları dışlayan, ırk ayrımını öne çıkaran farklı düşünceler çıkıyor ortaya. O açıdan demokrasiyi her toplumda egemen kılmak hepimizin ortak görevi ve sorumluluğu.”
“AB, Türkiye’ye karşı çifte standart uyguluyor”
Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ilişkilerle ilgili soru üzerine de Kılıçdaroğlu, AB’nin Türkiye’ye karşı hep çifte standart uyguladığını bunu Brüksel’de de dile getirdiğini söyledi. Avrupa’nın ve Avrupalının etik değerlerinin bu çifte standartı kabul etmeyeceğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, “Ama çifte standart uygulamışlardır.” değerlendirmesini yaptı.
“Stratejimiz tamamen diğer partililerin de oy verebileceği bir aday”
Kılıçdaroğlu, 2019 seçimlerinde milliyetçiliğin oynayacağı role ilişkin soruyu “Milliyetçi söylemle yola çıkacaklar, iktidar kanadı. Bizim 6 okumuzdan birisi de zaten milliyetçilik ama biz milliyetçiliği vatanseverlik olarak anlayoruz.” diye yanıtladı.
Türkiye’de her kimlikten her inançtan vatandaş bulunduğunu ve huzur içinde yaşanmasını istediklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“Bizim stratejimiz şu olacak. Şimdi 3 ayrı seçime gideceğiz 2019’da. Belediye başkanlığı seçimi var, milletvekili seçimi var, cumhurbaşkanlığı seçimi var. Belediye başkanlığı seçiminde kararlıyız. Ankara’yı, İstanbul’u, Adana’yı, Mersin’i, Antalya’yı, Denizli’yi Bursa’yı kesinlikle alacağız. Son referandum bu gerçeği önümüze koydu. Çalışırsak bunları alırız. Dolayısıyla bu bizim ikinci adım atmamızı sağlayacak. Cumhurbaşkanlığı seçiminde bir başarıyı elde edeceğiz. Bizim adayımız cumhurbaşkanlığı seçimini kazanacak. Stratejimiz bu olacak. Seçeceğimiz cumhurbaşkanı adayının diğer partilerin de oy verebileceği bir aday olması lazım.”
“Demokrasinin bütün kurallarını CHP’de işletiyorum”
Partisinin seçimlerde yüzde 25 oy oranını aşamaması halinde istifa edip etmeyeceğiyle ilgili soruya Kılıçdaroğlu, “Belli konuları başaramazsam elbette yani. Ben sonuçta koltuğa yapışık düşünen bir siyasi lider değilim.” yanıtını verdi.
“Tam aksine, geçmişte aday olmak için koşullar çok daha ağırdı.” ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, “Ben bir tüzük değişikliği ile o ağır olan koşulların tamamını değiştirdim. Arzu eden herkes gelip Cumhuriyet Halk Partisinde lider adayı olabilir, seçimlere girebilir. Dolayısıyla demokrasinin bütün kurallarını hiçbir partinin işletmediği kadar CHP’de işletiyorum. Bundan herkesin emin olmasını isterim.” diye konuştu.
“2019’da tarih yazacağız”
“2019’da emin olun, hiç karamsar olmanıza gerek yok. 2019’da biz bir tarih yazacağız.” ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Herkes bundan kesinlikle emin olsun, 2019’da Türkiye’nin kaderini değiştireceğiz. 2019’da önümüzde iki seçenek var. Ya otoriter rejim ya demokratik rejim. Yani bunun partiyle bir ilgisi yok. Yok CHP imiş ya da Saadet Partisi’ymiş ya da HDP imiş, MHP imiş… Her vatandaş düşünüp sandığa gidiyor. Ben bu ülkede demokrasi mi istiyorum yoksa eli sopalı bir adam mı istiyorum? Tercihi buna göre yapacak. Demokrasi isteyenlerin çoğunlukta olacağını hepimiz biliyoruz ve kabul ediyoruz. Dolaysıyla şunu rahatlıkla söyleyebilirim. Bizler, ülkesini, bayrağını seven bizler, vatanını seven bizler, 2019’da hep birlikte, farklı siyasal görüşlerde olanlar hep birlikte bir demokrasi destanı yazacağız. Bundan en ufak bir endişem yok.”