Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul’da Türkiye Uluslararası İslam, Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, İstanbul’da Türkiye Gençlik ve Eğitim Hizmet Vakfı tarafından 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunun vakıf yükseköğretim kurumlarına ilişkin hükümlerine tabi olmak üzere, kamu tüzel kişiliğine sahip İbn Haldun Üniversitesi adıyla vakıf üniversitesi kurulması, İstanbul’da 21. Yüzyıl Anadolu Vakfı tarafından, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunun vakıf yükseköğretim kurumlarına ilişkin hükümlerine tabi olmak üzere, kamu tüzel kişiliğine sahip İstinye Üniversitesi kurulması öngörüldü. TBMM Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sonrasında tasarı kabul edilerek kanunlaştı.
Daha önceden kabul edilen kanun ile Balıkesir’in Bandırma ilçesinde Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi adıyla yeni bir üniversite kurulması, Hatay’ın İskenderun ilçesinde İskenderun Teknik Üniversitesi adıyla yeni bir üniversite kurulması, Antalya’nın Alanya ilçesinde Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi adı ile yeni üniversiteler kurulmuş, kanuna eklenen ek madde ile İstanbul Rumeli Üniversitesi ve Antalya AKEV Üniversitesi adı altında iki de vakıf üniversitesi kurulması kararı alınmıştı. Genel Kurulun 87. birleşiminde toplam 8 üniversitenin kurulmasını içeren kananlar kabul edilmiş oldu.
“DAVALARDAN 156 TANESİ MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞININ LEHİNE, 47 TANESİ DE ALEYHİNE SONUÇLANDI”
Mili Eğitim Bakanı Nabi Avcı, üniversite kurulması ile ilgili kanun tasarı ve tekliflerinin görüşmelerinde sorulara cevap verdi. Bin 709 şube müdürünün akıbeti ve mahkeme kararlarının uygulanmadığı yönündeki iddialara ilişkin Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, “Bu konuda açılmış pek çok dava var gerçekten. Şube müdürü atamalarında uygulanan yöntemle ilgili açılan davalardan 156 tanesi Millî Eğitim Bakanlığının lehine sonuçlandı, 47 tanesi de aleyhine. Danıştay’da ayrıca mülakatın doğru olduğuna dair karar verdi, dolayısıyla Danıştay kararı da bunu besliyor ama biz aleyhimize verilmiş olan o 47 davayı da, uygulamasını yani, tekrar bunları mülakata alarak değerlendiriyoruz” açıklamasında bulundu.
“YARGI KARARIYLA GÖREVİNE İADE EDİLMESİ İSTENENLERİ GÖREVLERİNE İADE ETTİK, EDİYORUZ”
Mahkemeye başvuran okul müdür ve yardımcılarının mahkeme kararı ile göreve iadelerinin yapılmasına rağmen görevlerine tekrar atanmadıklarına ilişkin iddialara da cevap veren Bakan Avcı “Burada yine yargı kararıyla görevine iade edilmesi istenenleri görevlerine iade ettik, ediyoruz. Onun da dışında, bu okul müdürlerinin değerlendirilmesi işlemi şöyle işlemişti, dört yılını tamamlamış 16 bin müdürün değerlendirilmesi 6 aktör tarafından yapılmıştı, ilçe millî eğitim müdürü, atamalardan sorumlu ilçe şube müdürü, o okuldaki en kıdemli öğretmen, o okuldaki en kıdemsiz öğretmen, okul aile birliği temsilcisi ve öğrenci temsilcisi. Bu 6 aktörün de müdürleriyle ilgili değerlendirmelerini hangi kriterlere göre yapacaklarını belirlemek üzere 100’ün üzerinde kriter belirledik, bir okul müdüründe aranması gereken özellikler itibarıyla ve her bir paydaşın yani ilçe müdürünün, şube müdürünün, okul aile birliği başkanının, en kıdemli öğretmenin, en kıdemsiz öğretmenin ve öğrenci temsilcisinin, bunların bir komisyon olarak toplanıp değil, birbirlerini etkilemesinler diye ayrı ayrı elektronik ortamda oylamalar yapmasını istemiştik, nitekim öyle de yapıldı. Bu oylamalar neticesinde 70’in üzerinde puan alan müdürlerimiz görevlerine devam ettiler, 70’in altında olanlar da ya başka bir kurumda görevlendirilmek üzere tekrar müracaat ettiler veya öğretmenliğe döndüler. Burada bazı yerlerde ilçe müdürüyle yani Bakanlığı temsil ettiği varsayılabilecek paydaşlar ilçe müdürüyle atamalardan sorumlu şube müdürünün toplam 100 üzerinden payları 60’dı. Bu 60’ın birçok yerde tartışmalı değerlendirmelere neden olduğunu gördük, diğer aktörlerin diyelim tam puan verdiği bir müdür hakkında 60’lık avantajı kullanarak bazı yerlerde farklı değerlendirmeler yapıldığını gördük. Bir kısmı sendikal, bir kısmı kişisel, bir kısmı tanımamaktan kaynaklanan değerlendirmeler yapıldı. Bu nedenle bunu düzelttik, önümüzdeki dönem 50-50 yapalım yani aktörlerin herhangi birisi özellikle bizim millî eğitim ilçe müdürlerimiz ve şube müdürlerimiz bu tür sendikal veya kişisel önyargılarla hareket etmeleri hâlinde haksızlığa neden olmasın diye bunu daha dengeli hâle getirmek için tedbirimizi aldık. İster okul müdürü olsun ister şube müdürü olsun mahkeme kararıyla göreve iade edilmesi istenenlerin hepsini veya tekrar mülakata alınması istenenlerin hepsini tekrar mülakata aldık” diye konuştu.
Türkiye’de 64 tane devlet üniversitesinde, 30 tane de vakıf üniversitesinde olmak üzere toplam 94 tıp fakültesi olduğunu açıklayan Bakan Avcı, “33 devlet üniversitesinde, 39 vakıf üniversitesinde olmak üzere 72 hukuk fakültemiz var. Üniversite sayısı 2002’de yani biz iktidara geldiğimizde 75’ti, şu anda 176. Örgün eğitimdeki öğrenci sayısı da 1 milyon 117 bin 907’den 2 milyon 807 bin 681’e; öğretim üyesi sayısı da 70 bin 12’den 146 bin 558’e çıktı” ifadelerini kullandı.