Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TOBB’un ev sahipliğinde düzenlenen “B20 Türkiye Konferansı”nın açılış oturumunda yaptığı konuşmada, Mardin’in Dargeçit ilçesinde teröristlerin saldırısı sonucu şehit olan biri emniyet amiri dört polise Allah’tan rahmet diledi.
Erdoğan, “Türkiye, terörle ve teröristle mücadelesini, tek başına kalsa da sonuna kadar sürdürecektir. Bazı ülkelerin kendi çıkarlarına göre terör örgütleri arasında ayrım yaparak kimine karşı mücadele ederken kimini de doğrudan veya dolaylı olarak desteklemesini huzurlarınızda bir kez daha şiddetle kınıyorum. Terör ateşinin, ilk olarak nerede alev alırsa alsın, sonunda mutlaka tüm dünyayı yakıp kavuran bir felakete dönüşeceği asla unutulmamalıdır. Terörle mücadele konusunda, Batı başta olmak üzere tüm dünyayı hassas olmaya, işbirliği yapmaya davet ediyorum” diye konuştu.
“G20 küresel barış ve istikrara da katkı yapmalı”
Sadece bir ekonomik iş birliği zemini olarak işlemesi halinde G20’nin arzu edilen etkiye sahip olamayacağının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“G20’nin aynı zamanda küresel barış ve istikrara da katkı yapmasını sağlamak zorundayız. Çünkü küresel düzeyde barış, huzur, güven ortamı sağlanmadan ekonomik hedeflere ulaşılabilmesi mümkün değildir. Bu vasfıyla G20, aldığı kararlar ve sergilediği duruşla dünyadaki her bir bireyin hayatına doğrudan etki etme gücüne sahiptir. G20 liderleri olarak bu bilinçle hareket ediyoruz, etmek mecburiyetindeyiz”
“Hesabını neyle verecekler”
“Bu vesileyle tüm dünyayı ilgilendiren bir kaç hususa ilişkin görüşlerimi paylaşmak isterim” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
“Küresel terör sadece Ortadoğu bölgesinin değil dünyanın tamamının huzur ve refahını tehdit eden ve giderek büyüyen bir sorun olarak varlığını sürdürüyor. Ülkemizin güney sınırlarından başlayarak Suriye ve Irak ile birlikte pek çok ülkeyi adeta ateşten bir gömlek gibi yakan bu sorun karşısında Batılı ülkelerin gerekli duyarlılığı göstermediğini, gösteremediğini üzüntüyle ifade etmek durumundayım.”
Erdoğan, dünyanın en büyük medeniyetlerine beşiklik eden Akdeniz’i mülteciler için bir mezara dönüştüren Avrupa ülkelerinin, hayatını kaybeden her mültecinin vebaline ortak olduğunu vurguladı.
“Akdeniz’de batan bir botta, mültecileri taşıyan bir botta ölen 3 yaşındaki bir yavru bizim sahillerimize vuruyor. Bizim sahillerimizdeki bu 3 yaşındaki yavrunun hesabını tüm insanlık vermeyecek mi” diyen Erdoğan, “Birçok savaşlarda, mazotların içerisinde çırpınan hayvanları, vesaire, farklı bir şekilde ananlar, acaba bu 3 yaşındaki yavruyu, onun abisini, annesini, babasını hatırlamayacak mı? Bunun hesabını bunlar neyle verecekler” ifadesini kullandı.
“Akdeniz’de bizi biz yapan değerler boğulmaktadır”
Akdeniz’in doğu kıyılarından botlara, köhne teknelere, hurda gemilere binerek Avrupa’ya yönelen insanların aslında sadece huzuru, refahı veya yaşama imkanını aradığını vurgulayan Erdoğan, “Akdeniz’de boğulan sadece mülteciler değildir. Akdeniz’de boğulan insanlığımızdır, insanlığımız. Akdeniz’de bizi biz yapan değerler boğulmaktadır. Avrupa kapılarında kaderlerine terk edilen, hatta kasten gemileri, botları batırılarak ölüme gönderilen, sınırlarda insanlık dışı muamelelere tabi tutulan her mülteci bu gerçeğin acı birer temsilcisidir” ifadelerini kullandı.
“Daha duyarlı olmaya davet ediyorum”
“Kapısına dayanan mültecilere bile tahammül edemeyen Batı’nın ‘Irak’a, Suriye’ye, Libya’ya özgürlük, barış ve refah götürmek için çalıştığı’ iddiası inandırıcılığını kaybediyor” görüşünü dile getiren Erdoğan, “Orada yapılan ne biliyor musunuz? Açık söylüyorum, Libya’da petrol, Irak’ta petrol var. ‘Oradaki petrol kuyularına el koyalım.’ Şu anda öyle değil mi? Irak’ın petrol kuyularının yüzde 80’i Batı’nın elinde. Onlar işletiyor, onlar oradan bunun kaymağını alıyor. ‘Yüzde 20’sini de al sen kullan’ diyor. Aynı şey Libya için geçerli. Bütün bu gerçekler ortadayken dünyadaki bu yapı, kabul edilebilir bir yapı değildir” diye konuştu.
“Hakkı söylemeye devam edeceğim”
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra tesis edilen küresel güvenlik sisteminin işlemediğini dile getiren Erdoğan, “Bu sistemin en önemli unsuru olan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi daima üyesi olan 5 ülkenin çıkarları dışında hiçbir konuya, hiçbir soruna eğilmeyen bir yapı haline dönüşmüştür” dedi.
Erdoğan, “Bunun için biz ‘Dünya beşten büyüktür’ diyoruz. ‘196 tane, 200’e yakın ülkenin kaderi bu 5 tane ülkenin içinden bir tanesinin iki dudağı arasına mahkum edilemez’ diyoruz. Öyleyse bunları birilerinin söylemesi lazım. Erdoğan söylediği için dünya medyası tarafından her zaman ‘kötü’ olarak lanse ediliyor. Varın kötü lanse edin. Ben hakkı hayatım boyunca söylemeye devam edeceğim. Eğer bizler, inandığımız doğruları söylemeyecek olursak o zaman bu noktada hiçbir zaman hak hakim olmayacak, zalimler dünyada hakim olacak. Bu itirazımız bizimle birlikte dünyadaki tüm az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin aslında ortak sesidir” değerlendirmesinde bulundu.