RABİA DENİZ
“Tüm tarihimiz ve halen geçirmekte olduğumuz deneyimler göstermektedir ki, ana kaynağı sağlayan insandır. Tüm ekonomik gelişmenin kilit etkeni insanoğlunun kafasında yatmaktadır. Birden bir gözü peklik, girişimcilik, buluşçuluk, yapıcılık seli boşanır, hem de birçok alanda birden. Bunun ilk nereden doğduğunu kimse söyleyemez ama kendini nasıl sürdürdüğünü ve güçlendirdiğini söyleyebiliriz… Çok gerçek bir anlamda, eğitimin tüm kaynakların en yaşamsalı olduğunu bu yüzden söyleyebiliyoruz.”
E.F. Schumacher, “Küçük Güzeldir” adlı kitabında en büyük kaynak dediği eğitimi, bu şekilde tanımlarken, doğanın her kaynağın sağlayıcısı olduğunu, ancak bunu doğru kullanmanın insanın elinde olduğunu vurguluyor. Geleneksel eğitimde alarm zilleri çalarken, yeni öğrenme modelleri uygulayan eğitim kurumları, o ölümsüz ağaca can suyu olacak çocukların yetişmesi için varlığını sürdürüyor.
Türkiye’de geleneksel eğitim büyük bir çöküş yaşarken, kurumlar, eğitimde dönüşüm yaratma sürecine girdi. Nezih Tunçsiper’in girişimleriyle 1993 yılından bu yana eğitim hayatını sürdüren Tunçsiper Okulları, kuruluşunun 25. yılında eğitime farklı bir boyut katarak, Tunçsiper Eğitim Modeli’ni hayata geçiriyor.
Önümüzdeki yıl hayata geçirecekleri Tunçsiper Eğitim Modeli’ni anlatan Özel Tunçsiper Okulları Genel Müdürü Kaya Tunçsiper, “Biz Tunçsiper Eğitim Modeli’ni her bireyin özel, seçkin olduğunu bilerek, kişinin mutlaka geliştirilebilir bir yönü olacağını göz önünde tutan bir inançla ortaya koyduk” diyor.
EĞİTİMDE AR-GE VE İNOVASYON
* Tunçsiper Okulları önümüzdeki yıl 25. yaşını kutlayacak. Çeyrek asırlık bir geçmişi olan okul, artık eğitimde de sıkça konuşulan inovasyona yüzünü dönmüş durumda. Tunçsiper Eğitim Modeli’nin (TEM) ortaya çıkış hikâyesini anlatır mısınız?
– Bursa’nın eğitim yaşamındaki en köklü okullarından biri olmanın onurunu yaşıyoruz. Milli Eğitim Temel Kanunu çerçevesinde ve Mustafa Kemal Atatürk’ün hedeflerine inanan cesur, atılımcı, özgüveni yüksek, donanımlı bireyler yetiştirmek bizim gönül meselemiz. İkinci yirmi beş yıl için inovasyona ve pozitif bilimlere bağımlılığımız devam ediyor. Y kuşağını anlamaya çalışırken Z kuşağı hemen karşımıza çıkıveriyor. Bu küresel değişim ve dönüşümden yola çıkarak Tunçsiper Akademik Üst Kurulu’nun saptamaları ve Ar-Ge çalışmaları Bursa eğitim hayatında özel bir anlayışı geliştirmemize yol açtı.
* Tunçsiper’in akademik üst kurulunun geliştirdiği bu eğitim modelini hayata geçirebilmek için nasıl bir çalışma yürütüldü?
– Değişim ve gelişim kaçınılmazdır. Ya bilimsel veri ve sistemlerle ülke ve kent gerçeklerini buluşturuyorsunuz ya da tutucu, gelenekçi bir çizgide devam ediyorsunuz. Biz Tunçsiper Eğitim Modeli’ni kurgularken, Avrupa, Amerika’nın eğitim modellerini ve ülkemizde uygulanmakta olan eğitim modellerini akademik kurulu olarak değerlendirip kent ve ülke gerçeklerine uyarladık.
Her yaş grubunun birikimi, düzeyi, yetiştiği çevre, velilerimizin beklentileri farklıdır. İnsan bir şablona sığamaz! 3 yaş grubundan 8. sınıfın sonuna kadar 2+ 2 modelini geliştirdik. Sınıfları, 3-4 yaş, 5-6 yaş, ilkokul 1-2. sınıf, ilkokul 3-4. sınıf, ortaokul 5-6. sınıf, ortaokul 7-8. sınıf olarak bölümledik. Tabi ki bu bölümleri yalnızca akademik bağlamda değil kültür, sanat, spor ölçeğinde de ayrıca yapılandırdık.
Gelenekten elde ettiğimiz birikimleri gözden geçirdik. En iyi eğitim modelini geliştirseniz de uygulama sahasında akademik kadronuzun niteliği örtüşecek çizgide olmalı. Kenti ve kentliyi tanıyan, yüksek iş ahlakına sahip, mesleki birikimi üst düzeyde öğretmenlerimizi bir araya getirdik ve bu yapılandırmamız devam ediyor.
DÜŞÜNCE VE KODLAMA EĞİTİMİ ZORUNLU DERS
* Öte yandan sınav başarısının yanı sıra çocukların özgürce düşünmelerini, sorumluluk alıp düşüncelerini harekete geçirmelerini sağlayacak, bir yandan da sosyal gelişimlerini destekleyecek öğrenme modelleri yeni dünyanın olmazsa olmazı…
– Liselerimizde felsefe dersi adı altında verilen Düşünce Eğitimi dersi, 7 ve 8. sınıflarımızda zorunlu ders olarak işlenecek. Öğrencimiz bu ders ile akıl yürütme, sorgulama, çıkarımda bulunma ve dünya felsefesinin genel terminolojisi ve filozoflarını tanıma olanağı bulacak. İlkokul sınıflarımızda sokak oyunları ders programında sabit bir ders olarak yer alıyor. Böylelikle unutulmaya başlanan mahalle kültürü öğrencilerimize hatırlatılacak. Sokak oyunları etkinliği çocuğun özbenlik gelişimi ve değerler eğitiminde son derece etkilidir.
Kodlama Eğitimi ise okulöncesi 6 yaş gruplarından 8. sınıfa kadar zorunlu olarak haftalık ders programında yer alıyor. Ders, öğrencilere sistematik düşünme, problem çözebilme, olaylar arasındaki ilişkileri görebilme, yaratıcı düşünebilme gibi yetiler kazandırıyor.
İKİNCİ YABANCI DİL ALMANCA
* Bir kolej eğitiminde olmazsa olmaz koşullardan biri nitelikli yabancı dil eğitimi. Eğitime getirdiğiniz bu yeni yapılanmada hangi branşlar var?
– Yabancı diller bölümünün yönetimine İngiliz uyruklu ve ülkemiz eğitim sistemini çok iyi bilen yetkin ve başarılı bir eğitimciyi bölüm başkanı atayarak işe başladık. TEM’de haftalık 14 saatlik bir İngilizce programı uygulanacak, LİTERACY, MAİN CORSE, SKİLL başlıklarında her sınıfta üç farklı öğretmen ders yapacak. Almanca dersi haftada 5 saat olmak üzere 6 yaş grubundan başlayıp 8. sınıfa kadar uygulanacak. Avrupa’nın ekonomik anlamda ve nüfus bakımından en büyük gücü Almanya. Pozitif bilimlerde, sanayide ve felsefede Almanya öncü konumda. Avrupa Birliği’nin lokomotifi düzeyinde bir Alman uygarlığından söz ediyoruz. İşte bu yüzden ikinci yabancı dil olarak Almancayı tercih ettik…
* Uzmanlar temel derslerin yanı sıra resim ve müzik gibi sanat, beden eğitimi gibi spor derslerinin başarıyı artırdığı konusunda hemfikir… Öğrenciler yeni modelde bu fırsatlardan nasıl yararlanacak?
– TEM’de eğitim felsefemiz çok boyutlu ve tümleşik bir yapıya sahip. Modern dans, bale, geleneksel halk- oyunları, kulüp bazında değil normal ders programında yerleşik olarak verilecek. Öğrencilerimiz, hem uygar dünyanın dansını hem de öz topraklarının bir yöresinin halk dansını tanıyıp bilecek. TEM, Batı müziğinin belli başlı yapıtlarını öğretirken resim ve tiyatroda da hem öğrenecek hem de bizzat sanatın üretim sürecine katılacak. Okulumuzda satranç dersi okulöncesi 6 yaş grubundan itibaren 8. sınıfa kadar haftalık zorunlu ders olarak verilir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın önümüzdeki birkaç yıllık süreçte satranç dersini zorunlu ders kategorisine alacağını öngörüyoruz. Öğrencimiz kimliğine ve yeteneğine uygun spor dalı ile buluşur. Lisanslı sporcu sayısı ulaşılabilecek en üst düzeyde tutulur.
Haftalık ders programında okulöncesi 6 yaş grubundan 8. sınıfa kadar “Okumak Özgürlüktür” adlı ders, yıl sonuna kadar uygulanacak.
PROJE TABANLI ÖĞRENME
Bilim ve teknolojinin geliştiği günümüz dünyasında bilgilerin hızla yenilendiği ve değiştiğini vurguluyor Kaya Tunçsiper…
Bu noktada eğitimin amacının, öğrencilere bilgi aktarmaktan çok onlara bilgiye ulaşma yollarını öğretmek olduğunu savunuyor. Proje tabanlı öğrenme yaklaşımının eğitim çizgisinin ana karakterini oluşturduğunu dile getiren Kaya Tunçsiper, “Bu yaklaşım öğrenme odaklı bir süreci kapsamaktadır. Ana felsefesi öğrenmenin çocuğun kendi yaşantısında gerçekleşmesini sağlamaktır. Tunçsiperli öğrenciler iyi bir eğitim-öğretimin neticesinde ulusal ve uluslararası sınavlarda başarılı olan, yabancı dilde kendilerini doğru ifade edebilen mutlu bireylerdir. Başarıyı sağlarken çocuklar sadece derslerle boğuşan değil, çocukluklarını, ergenliklerini de doğru yaşayan sağlıklı bireyler olarak mezun olurlar” diyor.
CUMARTESİ ÖĞLEYE KADAR DERS
* Bu sistem ders saatlerinde değişiklik getiriyor mu?
– Okulöncesinden başlayıp ilkokul 1.2.3.4. sınıflar 09.00- 18.00 arası eğitimöğretime devam edecek. Ortaokulumuz önümüzdeki yıl 09.00- 18.00 arası eğitim öğretime devam edecek. Ancak ortaokulda eğitim -öğretim beş buçuk gün olacak.
Cumartesi günleri de öğleye kadar dört ders yapılacak. Yani ilkokulda 50 ders saati; ortaokulda 5-6-7- sınıflarda 54 saat, 8. sınıflarda 62 saat olacak. 8. sınıflar da cuma günleri hariç 19.30’a kadar eğitimlerine devam edecek. Özetlersek MEB’e bağlı okullarda 30 saat ders yapılırken, TEM ile 54 ve 62 ders saati uygulanacak.