Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, Kültür ve Turizm Bakanlığı görevine getirilmesinin ardından ilk toplantısını Antalya’da, turizm sektörü temsilcileriyle yaptı.
Kentteki bir otelde düzenlenen ve üç saat süren “Turizm Sektörü Değerlendirme Toplantısı”nın ardından basın toplantısı düzenleyen Kurtulmuş, burada ele alınan konular ve gündemdeki gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu
Kurtulmuş, son zamanlarda Avrupa’daki bazı siyaset çevrelerini etkisinde bırakan yabancı düşmanlığı, ırkçılık, İslam karşıtlığı, Türkiye düşmanlığı ve bunun indirgenmiş şekli olan Erdoğan düşmanlığının birtakım negatif algıların Batı’da oluşmasına yol açtığını söyledi.
Amaçlarının bundan sonraki süreçte Türkiye’nin özellikle kültür ve turizm alanındaki gücünü bu türbülansların, gerginliklerin ortadan kaldırılması için bir manivela olarak kullanabilme becerisini sağlamak olduğunu anlattı.
Kurtulmuş, kültür ve turizm alanını gerginliklerin ve çatışmaların bir şekilde sulh içinde çözülebileceği önemli bir imkan olarak gördüklerinin altını çizerek, “Kültür ve turizm alanındaki gücümüzü artırarak, bunu da Türkiye’nin siyasi ve ekonomik sorunları çözmek, uluslararası gerginlikleri azaltmak için bir imkan olarak gördüğümüzü ifade ediyoruz. Hükümet, Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve turizm alanını gerginliklerin azaltılması için barış projesi olarak kullanabilme becerisini ortaya koyabilmektir.” diye konuştu.
Turizmde yüzde 16’lık artış
Kurtulmuş, Türkiye’nin Gayri Safi Milli Hasılası’nın yüzde 12’sini ve istihdamının yüzde 8,2’sini karşılayan kültür ve turizm sektörünün büyük bir güce ve potansiyele ulaştığını vurguladı.
Kurtulmuş, 2016 yılında 2015 yılına göre 11 milyon turist sayında ve 12 milyar dolar turizm gelirinde azalmalar olduğunu dile getirerek, şunları ifade etti:
“Bu kriz dönemini yaşamış olmamıza rağmen, Türkiye’deki turizm sektörü dayanıklılığını ortaya koymuştur. Bu süreçte gerçekten çok sıkı bir mücadele vererek önemli mesafeler alınmıştır. 2016 yılı Mayıs ayına göre turizm gelirlerinde, turizm istatistiklerinde yüzde 16’lık bir artış söz konusudur. 2017’nin ilk beş ayında artış yüzde 5,5 idi. Antalya bölgesi için de ilk 7 ayda yüzde 60 civarında bir artış söz konusu olmuş. Sadece geçen yılın temmuz ayına göre Antalya’daki artış yüzde 76 civarında. Ocak-mayıs döneminde Rus turistler bakımından istatistikte yüzde 571 gibi son derece önemli bir gelişmeyi ortaya koyuyoruz. Dolayısıyla turizm sektörü de etkinlendi ama bunu sektörün dayanıklılığı dolayısıyla süratle aşıyoruz. İnşallah bütün alanlarda aşmaya devam edeceğiz.”
Türkiye’den tanıtım atağı
Özellikle FETÖ ve onunla irtibatlı, iltisaklı olan Türkiye düşmanı bütün çevrelerin uluslararası alanda ülke ile ilgili olumsuz algılar oluşturmaya çalıştığına değinen Kurtulmuş, bunun için turizm sektörünün önüne hedefler koyarak büyük ataklar gerçekleştireceklerini söyledi. Kurtulmuş, şöyle devam etti:
“Bu büyük hedefler vizyonumuzun bir parçası olarak 50 milyon turist ve 50 milyar dolar hedefimizi paylaşmak istiyorum. Türkiye inşallah 2023 yılında bu önemli hedefini gerçekleştirebilirse bu, Türkiye ekonomisine büyük bir ivme kazandıracaktır. Yine sektörle ilgili önemli hususlardan birisi de sektörün hem pazar hem ürün bakımından bir çeşitlenmeye gitme mecburiyetidir.
Biz sadece belli ülkelerden gelen, sadece Almanların, sadece Avrupa’dan, Rusya’dan gelen turistleri değil yeni pazarlara açılacak atakları da ortaya koyacağız. Örneğin Çin’e, Hindistan’a, Uzak Doğu Asya’ya açılacak bir turist çekme seferberliği Türkiye’nin aynı zamanda önemli bir tanıtım atağı şeklinde olacaktır.”
“Turistlerin güvenliği için seferber olduk”
İnanç, yayla ve kaplıcalar üzerinden sağlık turizminin mutlaka çok daha ileri noktalara çıkartılması gerektiğinin altını çizen Kurtulmuş, şunları söyledi:
“Bazı çevreler biraz da kendi iç siyasi hesaplaşmalarının sonucu olarak ve belki onların etkisinde kalarak Türkiye’nin turizm bakımından güvenli olmadığını ifade eden sözlerle özellikle Avrupa’dan Türkiye’ye gelecek turistleri etkilemeye çalışıyorlar. Bunların realiteyle hiçbir ilgisi yoktur. Bunlar tamamen, özellikle bazı ülkelerde yaklaşan seçimler dolayısıyla iç politikaların gerekleri olarak dile getirilmiş olan sözlerdir ve gerçeği yansıtmamaktadır.
Şunu çok açık bir şekilde ifade etmek istiyorum, Antalya, Konya, Van, İstanbul ne kadar turistik yerimiz varsa, bu şehirlerimizin her birisi en az Berlin, Paris, Roma kadar güvenli şehirlerdir. Bu anlamda da gelecek olan turistlerin güvenliğini sağlamak bakımından da bütün imkanlarımızla seferber olmuş ve bu güvenliği sağlamaya gayret ediyoruz. Bu çerçevede Türkiye’de bir güvenlik yoktur meselesini de bir negatif algının parçası olarak görüyoruz. Bunların siyasetçiler bakımından dile getirilmesini ise tamamen Avrupa’daki bazı ülkelerin yaklaşan seçimlerini esir almış olan Neonazi, yabancı ve özellikle Türkiye düşmanı söylemin etkisinde kalan sözler olarak görüyoruz.”