Olay Gazetesi Bursa

17 Ağustos depremiyle ilgili dikkat çeken araştırma

Boğaziçi Üniversitesi ve Stanford Üniversitesi'nden akademisyenler, yaklaşık 17 bin kişinin hayatını kaybettiği 17 Ağustos 1999 İzmit depremine dair verileri gözden geçirerek, yeni bir araştırmaya imza attı.

Konuya ilişkin yapılan açıklamaya göre, Nature Geoscience dergisinin Haziran 2018 sayısında yer alan yeni araştırmada, deprem öncesinde yaşanan öncü sarsıntılar vasıtasıyla daha büyük bir depremin olma ihtimalinin öngörülüp öngörülemeyeceği masaya yatırıldı.

Boğaziçi ve Stanford Üniversiteleri’nden bilim insanlarının yürüttüğü ortak araştırma, öncü sarsıntıların deprem tahmininde etkisi olup olmadığı konusunda sarsıcı sonuçlar sundu.

Açıklamada görüşlerine yer verilen, araştırmayı yapan akademisyenlerden Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırmaları Enstitüsü Jeodezi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Fatih Bulut, araştırmaya ilişkin, “1999 İzmit depremi ve sismik veriyi, o gün kullanılmayan yeni tekniklerle değerlendirdik. Araştırmamız sonucunda öncü sarsıntıların, diğer herhangi küçük depremler gibi olduğunu gördük. Bu öncü sarsıntıların meydana geliş şeklinde, büyük bir depremin olacağını gösteren herhangi bir ayırt edici belirti yoktu.” bilgisini paylaştı.

Bu 10 istasyondan aldıkları veriyle depremlerin kesin yerini tespit edebildiklerini aktaran Fatih Bulut, şunları kaydetti:

“Ana depremden 44 dakika öncesinden itibaren fay hattı boyunca batıdan doğuya doğru hareket eden toplam 26 öncü deprem tespit ettik. Tüm öncü depremlerin fay hattından birbirine yakın ancak farklı noktalarda meydana geldiğini ve hiçbirinin tekrar etmediğini gördük. Elde ettiğimiz sonuç, çok parçalı kırılma modeli olarak adlandırdığımız şekilde, bir depremin yan yana komşu başka bir noktadaki diğer bir depremi tetikleyerek meydana geldiğini gösteriyor. Bir anlamda 1999 Depremi, fay üzerindeki depremlerin domino etkisi ile meydana geldi. İzmit’teki öncü depremlerin, Türkiye’de her sene meydana gelen binlerce küçük depremden ayırt edilebilir bir niteliği yok. Birbiri ardına meydana gelen depremlerden sonuncusu, 7,6 büyüklüğündeki depremi harekete geçirdi.” ifadelerini kullandı.

1999 depremini kaydeden, 10 istasyonun verileri incelendi

Araştırmaya Stanford Üniversitesi Deprem, Enerji ve Çevre Bilimleri Fakültesinden katılan jeofizik profesörü William Ellsworth ise şunları kaydetti:

“Deprem meydana gelmeden önce halkı uyarmak için bilimsel yönden geçerli bir yol bulmak istiyoruz. Ancak araştırmamız deprem tahmini açısından iyimser bir sonuca ulaşmıyor. Buna rağmen öncü sarsıntılar sayesinde deprem başlangıç fiziğini çok daha detaylı anlayabilir hale geldik. Tüm büyük depremlerin en az yarısında deprem, küçük öncü sarsıntılar sonrasında meydana gelir. Bu öncü sarsıntılar vasıtasıyla depremin tahmin edilebilirliği, söz konusu öncü sarsıntıların sıradan depremlerden ayrıştırabilmesine bağlıdır.”

Fatih Bulut ve William Ellsworth araştırmalarında, sismik istasyondan gelen veriye güvenmek yerine 1999 depremini kaydeden, deprem dış merkezinin 100 kilometre çapındaki 10 istasyondan elde edilen verileri kullandıkları belirtildi.