Lütvi Mestan, komünist Bulgar rejimin ağır zulümleri altında çok sayıda Türk’ün hayatını kaybetmesine sebep olan 1 Şubat 1985 olaylarının, şair Mehmet Karahüseyinof’un da günü olduğunu söyledi.
Mestan, “30 yıl önce, 1 Şubat 1985 yılında, Vitoşa dağının eteklerinde, insan olmanın en kutsal iki varlığı olan adına ve inancına sahip çıkan şair Mehmet Karahüseinof kendini yakmıştır. Bu hareket ne sade zayıflık, ne de korkaklığın bir ifadesidir. Bu, onun var olma öğelerinden yoksun bırakılan, coşkun ruhuna zarar veren, çok acıklı arınması için ateşe adım atışıdır. İnanılmaz bir biçimde kurtulan şair, namı değer Meto, beş yıl korkunç acılar çektikten sonra hayata gözlerini yummuştur. 1 Şubat – Komünist Düzeni Kurbanlarını Şükranla ve Saygıyla Anma Günü, şair Mehmet Karahüseyinof’un da günüdür” dedi.
Dostları tarafından Meto olarak hitap edilen şairin sözde “soya dönüş” sürecinin tek kurbanı olmadığını hatırlatan Mestan, “ Bu yüzden geride bıraktığımız 2014 yılının son günlerinde, Mleçino, Mogilâne, Nanovitsa, Raven, Gorsko dülevo, Gruevo ve Momçigrat’taki anma törenleriyle komünist düzeninin karanlık siyasetinin suçsuz kurbanlarını, ki aralarında 17 aylık Türkan Bebek de var, saygıyla anıyoruz. 30 yıldan beri Bulgar Devleti hem öldürülenlere karşı, hem de haksız yere mahkûm edilenlere ve adları için kovulanlara karşı borçludur, çünkü işlenen bu uğursuz kitle suçundan dolayı hüküm giyen bir kişi dahi yoktur. Bir kez daha vurguluyorum ki, 1984 – 1989 yıları arasındaki olaylar çok daha uzun bir özümleme sürecinin son safhasıdır. Bunun bir önceki zirvesi, yine masum kanı ile bulanmış, yetmişli yılların başında Rodoplar’daki olaylarıdır“ şeklinde konuştu.
Asimilasyon için zaman aşımı olamayacağına dikkat çeken Mestan, 43. Halk Meclisinin mevcut yasama döneminde paket yasaları arasında yer alan konunun Bulgaristan toplumunun demokratik olgunluk ölçüsü olduğunu açıkladı. Mestan, bazı medya kurumları ve siyasilerin yürüttükleri kampanyayı da eleştirdi.
Asimilasyon suçunun bütün Bulgar halkına yüklenmemesi gerektiğini ve bundan komünist düzeninin sorumlu olduğu anlatan Mestan, “Bu kötülük konusunda bir bütün olarak bütün halk, hele de gelecek nesiller suçlanamaz” dedi.